Mesut Özil ile Yüz Yüze' başlıklı söyleşide Mesut Özil,dergi kapağında 'Oyun kurma sanatı' anonsu ile tanıtıldı.Arsenal'a geldikten sonra ilk soru-cevaplı söyleşisini World Soccer'a
veren Mesut Özil'in,'Golü getiren pası vermeyi,gol atmaya tercih
ederim' sözü başlığa çıkartılırken,Türk asıllı futbolcunun oyun
kuruculuk sanatı anlatıldı.Mesut Özil'e sorulan sorular ve verdiği
yanıtlar şöyle:
SORU:Sen,Juan Roman Riqulme ve Wesley Sneijder'dan daha
gençsin.Bu senin en büyük son 10 numara olduğun anlamına geliyor. Değil
mi?
YANIT:Oyun kurucusu olarak yeteneğimi gösterebiliyorum
şeklinde söyleyebilirsiniz.Forvet olarak başladım fakat bu benim işim
değildi.Topa fazla dokunmadım,topu almak için geride kalmayı sevdim.Hocalarım bunu anladı ve 10 numara olarak en mutlu olduğumu gördüler.Bunun başka açıklaması var:Zinedine Zidane.Beni hep hayran bıraktı.Topu zıplatarak ileri götürmesi,topu ayağına aldığı vakit sakinliği,dünya
çapında birşey.Ondaki karizmayı kimsede görmedim.Attığı goller de unutulamaz.Hareketlerde içgüdünün rolü büyük.Bundan
sonra Zidane gibi rulet olacağımı söyleyemem.
SORU:Zidane'ın futboluna ne zaman aşık oldun?
YANIT:Zidane'ı 1998 Dünya Kupası'nda keşfettim.Oyun konsolunda oynarken ben Real Madrid veya Zidane'ın
Fransa
takımı olurdum.Onu hareket ederken izlediğimde hemen
YouTube'a gider ve 'Zinedine Zidane' diye tuşlardım.Seyrettim ve onun
hareketlerini yapmayı denedim.Bugün
Gelsenkirshen'e geri gittiğimde ve 'maymun kafesini'
geçtiğimde bu hatıralar gözümde akıyor.Başkalarının benim formamı
giydiğini fark edince duygularım ayaklanıyor.
SORU:Bu "Maymun Kafesi"nden bize bahseder misin?
YANIT:Gelsenkirshen'de büyüdüm.Okulu saat 2'de
bitirirdim.'Maymun Kafesi' denilen yerde oynardım.5X10 metrelik bir
sahaydı.6'şar kişilik takımlar halinde oynar,burada top tutmasını
öğrenirdik.Çok hızlı düşünmek ve yaratıcı
futbol
oynamak zorundaydık.Maymun Kafesi'nde top dışarı
çıkmazdı.Bu yüzden hiç mola vermeden oynardık.Topu yanlış bir yere
atsanız bile top size geri gelirdi çünkü tavanı dahil her yer
çevriliydi.Arkadaşlarımla kardeşime ve onun arkadaşlarına karşı
oynardık.Onlar bizden beş yaş daha büyüktüler.İçkisine ve yemeğine
oynardık.Futbol sahasından hiç korkmadık çünkü kendimden büyük ve
şişmanlara karşı oynardım.Diğerlerinden daha iyi futbol oynadığımı fark
ettim.O zamanlar profesyonel olacağımı bilmiyordum.Kafeste Totti veya
Beckenbauer'ler vardı.Ben de kendimi Zidane saydım.
SORU:Bugünlerin nostaljisini yaşıyor musun?
YANIT:Hayır,fakat kafeste yaptıklarımı sahada
yapamıyordum.Gerçek futbol başka.Benim avantajım küçük olmamdı.Kimsenin görmediklerini gördüm.Topu almadan önce bile takım
arkadaşlarımın nerede olduklarını bilirdim.Bu benim için büyük avantaj
oldu.Ben üzerine çalışmadım.Ona sahiptim.Bu pozisyon edinmede çok
önemli çünkü kanat oyuncusunun tersine,topu aldığımda topun
istikametinde olmayabilirim.Aksine çoğu kez sırtım kaleye dönük
olabiliyor.Bu da çözüm bulmamı hızlandırıyor.
SORU:Cesc Fabregas,çok kaotik bir futbolcu olduğunu,istediğin gibi oynadığını söyledi.
YANIT:Barcelona'daki futbolcuları tanımam.Tek
bildiğim modern futbolda savunma işini yapmalısınız.Tabii özgürlüğüm
var.Sağa giderim,sola giderim,geri giderim,öne giderim.Bugün 10
numara hücum futbolcusudur fakat takımın kolektif savunma futbolundan
kopamam.Geçmişte oyun kurucusu özgürdü,ne isterse onu yapardı.Şimdi
futbol daha çok taktiğe bağlı.1970'lerdeki futbolu izlerseniz daha az
karışıktı.Futbolcular daha zayıftı demiyorum,ama şimdi takım olarak
çalışıyoruz.Taktik boyutları küçük takımların büyük takımlara karşı
şanslarını arttırıyor.Bu 30- 40 yıl önce böyle değildi.
SORU:Tercih ettiğiniz bir sistem var mı?
YANIT:4-4-2 olsun 4-2-3-1 olsun benim mevkiim içim pek
farkı yok.Ben iki kanat oyuncusu ve santrafor ile oynamayı tercih
ediyorum.Benim arkamda iki defans oyuncusu oluyor.Real Madrid'de
Cristiano Ronaldo gibi belki de dünyanın en iyi futbolcusu olan bir
futbolcu ve Karim Benzema ile oynadığım için şanslıydım.Bu futbolcular
insanın işini kolaylaştırıyor.Nereye gitmeleri gerektiğini biliyorlar
ve çok iyi pas veriyorlar.Alman Milli Takımı'nda da Marco Reus ile bunu
hissettim.
SORU:Bazen yavaş olduğun izlenimini bıraktığın söyleniyor.
YANIT:Topu sırtım kaleye dönükken aldığımdandır.Bu yüzden hemen ileri gidemiyorum.Oynadığım oyun çabuk hızlanmamı engelliyor.
SORU:Bir keresinde, 'Almanım, ama oyun stilim Türk' dedin.Bu ne demek?
YANIT: Ailemden Türk tarafım var.Türkler biraz rahat olur,fakat Alman disipliniyle yüzde 50-50 karışınca iyi bir karışım oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder