24 Şubat 2010 Çarşamba

Baba ocağına özlem...


Bugün köye çıktım kapıdan içeri baktım ağladım
Anam babam geldi gene aklıma dertli yüreğimi yaktım ağladım.
Rutubetli,çürük eski halılar ne iskemle kalmış ne de masalar
Paslanmış kuzine ıslak çalılar nemli kibritleri çaktım ağladım.
Her tarafı sarmış örümcek ağı,ahırında kalmış sığırın bağı
Ateşliğin bitmiş külü ocağı,zinciri yukarı taktım ağladım.
Duvarda asılı dedemin mesti,kedilere kalmış tavuk kümesi
Karşıladı beni yağmurun sesi,kırılmış camlara baktım ağladım.
Baktığım yerlere gözlerim daldı,hatıra eşyalar yılları çaldı,
Bomboş odaların sesleri kaldı,oturduğum yerden kalktım ağladım.
Herkes bir tarafa ayrılmış gitmiş,sahipsiz kalınca çatı akıtmış,
Köydeki hayatım ne çabuk bitmiş,bütün anıları andım ağladım.
Yıllar önce burada kimler yaşarmış,evin etrafını dikenler sarmış,
Demek ki kaderde ayrılık varmış,kahrımdan boynumu büktüm ağladım.
Maziyi anlatsam kelimeler yetmez,çocukluk günlerin aklımdan gitmez,
Köyüme hasretim hiç bir zaman bitmez,kalpten bir of çektim ağladım.
Sanki bu ev bana feryat ediyor,baba ocağını terketme diyor,
Şehrin çilesi beni bekliyor,kapıdan dışarı çıktım ağladım.
Kabir taşlarını otlar kapatmış,bütün rahmetliler yanyana yatmış,
Bu yalan dünya bizi oyalamış,
Mezarların baş ucuna çöktüm ağladım.
Köyümden ayrıldım dertli yaralı,kader gülmedi bahtım karalı,
Çok zoruma gitti dünyanın,köyümün ahvali,göz yaşlarımı yollara döktüm ağladım.
R.A.Y.

Hiç yorum yok: